قوله
تعالى ويرسل
الصواعق
فيصيب بها من
يشاء
201- " ... 0, Yıldırımları
Gönderir de Onlarla Dilediğini. Çarpar" (Ra'd 13)
أنا عمرو بن
منصور نا عبد
الله بن عبد
الوهاب قال
حدثني علي بن
أبي سارة
حدثنا ثابت
البناني عن
أنس بن مالك
قال بعث النبي
صلى الله عليه
وسلم مرة رجلا
إلى رجل من
فراعنة العرب
أن ادعه لي
قال يا رسول الله
إنه أعتى من
ذلك قال اذهب
إليه فادعه
قال فأتاه
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم يدعوك
قال أرسول
الله وما الله
أمن ذهب هو أم
من فضة هو أمن
نحاس هو فرجع
إلى النبي صلى
الله عليه
وسلم فقال يا
رسول الله قد
أخبرتك أنه
أعتى من ذلك
وأخبر النبي
صلى الله عليه
وسلم بما قال
قال فارجع
إليه فادعه
فرجع فأعاد
عليه المقالة
الأولى فرد
عليه مثل
الجواب فأتى النبي
صلى الله عليه
وسلم فأخبره
فقال ارجع
إليه فادعه
فرجع إليه
فبينما هما
يتراجعان
الكلام
بينهما إذ بعث
الله سحابة
حيال رأسه
فرعدت ووقعت
منها صاعقة
فذهبت بقحف
رأسه وأنزل
الله عز وجل {
ويرسل
الصواعق
فيصيب بها من
يشاء وهم
يجادلون في
الله وهو شديد
المحال }
[-: 11195 :-] Enes b. Malik'in
naklettiğine göre, bir defasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Arapların firavunlarından birine bir adam gönderdi ve: "Onu bana
çağır" dedi. Adam: "Ey Allah'ın Resulü! O adam bu işe yanaşmaz"
deyince, Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Git ve onu
çağır" buyurdu. Adam firavuna gelip: "Allah'ın Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) seni çağırıyor" deyince, firavun: "Allah'ın Resulü
mü, Allah da ne? Altından mı, gümüşten mi, yoksa bakırdan mı?" diye
hezeyanda bulundu. Bunun üzerine o zat, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e dönüp: "Ey Allah'ın Resulü! Bu adamın dediğin şeye
yanaşmayacağını söylemiştim" deyip olanları anlattı. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ona ikinci kez dön ve onu bana çağır" buyurdu. O
da tekrar onun yanına döndü. O firavun da ona ilk sözün aynısını dedi. Adam,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi ve durumu haber verdi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Tekrar dön ve onu çağır"
buyurdu. O da üçüncü kez döndü. Firavun da aynen evvelki sözü ona tekrarladı.
Böylece o benimle konuştuğu esnada Allah, onun başı hizasında bir bulut
gönderdi. O bulutta gök gürledi ve o buluttan bir yıldırım düşüp onun
kafatasını uçurdu. Bunun üzerine Yüce Allah: " ... Onlar pek kuvvetli olan
Allah hakkında çekişirken, O, yıldırımları gönderir de onlarla dilediğini
çarpar" ayetini indirdi.
Tuhfe: 458
Diğer tahric: Ebu
Ya'la (3341); Bezzar, Zevaid (2221); Beyhaki, Delail (6/ 283); İbn Ebi Asım
Sünnne (692).